Sağlık hizmeti alan her birey, aldığı tedavinin belirli standartlar çerçevesinde, özenli ve profesyonel biçimde yürütülmesini bekler. Ancak zaman zaman, sağlık personelinin kusuru, dikkatsizliği veya mesleki yetersizliği sonucunda hastaya zarar gelebilir. Bu durum tıbbi malpraktis (medical malpractice) olarak adlandırılır. İşte bu tür davalarda hak arama sürecini yöneten, hukuki hakları savunan ve tazminat taleplerini yürüten uzman hukukçulara malpraktis avukatı denir.

Malpraktis avukatı, hem mağdur hastaların hem de haksız yere suçlanan sağlık çalışanlarının yasal süreçlerinde profesyonel destek sağlar. Bu nedenle, bu alandaki avukatlık hizmeti hem tıbbi hem hukuki bilgi gerektiren son derece teknik bir uzmanlık alanıdır.
Malpraktis Nedir?
Kelime anlamı olarak “malpraktis”, yanlış uygulama, hatalı mesleki davranış veya mesleğin gerektirdiği özenin gösterilmemesi anlamına gelir. Hukuki açıdan ise, bir hekimin veya sağlık personelinin, mesleğini icra ederken gerekli dikkat, özen ve bilgi düzeyini göstermemesi sonucu hastanın zarar görmesi halidir.
Tıbbi malpraktis; yanlış teşhis, hatalı tedavi, eksik bilgilendirme, ameliyat hatası veya ilaç uygulamasındaki ihmaller gibi birçok farklı biçimde ortaya çıkabilir. Bu tür durumlarda zarar gören hastalar, maddi ve manevi tazminat hakkına sahip olur.
Ayrıca bkz: Gümrük Avukatı
Malpraktis Avukatının Görev Alanı
Malpraktis davaları, hem tıbbi bilgi hem de hukuk bilgisi gerektiren karmaşık süreçlerdir. Bu nedenle bu davaları yürüten avukatların yalnızca hukuk değil, temel tıp terimlerine ve sağlık mevzuatına da hâkim olması gerekir.
Bir malpraktis avukatının başlıca görev alanları şunlardır:
- Olayın hukuki analizini yapmak: Hasta dosyalarını, tıbbi raporları, ameliyat kayıtlarını, epikriz belgelerini ve sağlık kurulu raporlarını inceleyerek ihmal olup olmadığını değerlendirir.
- Uzman görüşü almak: Gerekli hallerde adli tıp uzmanları veya hekim bilirkişilerden görüş alarak hatanın tıbbi yönünü destekler.
- Tazminat taleplerini hazırlamak: Hastanın uğradığı maddi zarar (tedavi giderleri, iş gücü kaybı vb.) ve manevi zarar (acı, elem, ruhsal travma vb.) için uygun tazminat davası açar.
- Ceza ve disiplin süreçlerini yürütmek: Hatalı uygulama sonucu ölüm, organ kaybı veya kalıcı sakatlık oluşmuşsa, ilgili sağlık çalışanına karşı “taksirle yaralama” veya “taksirle ölüme sebebiyet” suçlarından ceza davası açılmasını sağlar.
- Sağlık kurumlarıyla uzlaşma sürecini yönetmek: Bazı durumlarda dava açmadan önce hastane veya sigorta şirketiyle uzlaşma görüşmeleri yürütülür. Avukat bu süreci hukuken doğru şekilde yönetir.
- Hasta haklarını savunmak: Hasta Hakları Yönetmeliği çerçevesinde, hastanın bilgilendirilme, onay verme ve saygı görme haklarının ihlali halinde idari başvuruları takip eder.
Ayrıca bkz: İstanbul İcra Avukatı
Hangi Durumlarda Malpraktis Davası Açılır?
Malpraktis avukatına başvurulan en yaygın durumlar genellikle şu başlıklarda toplanır:
- Yanlış veya geç teşhis konulması
- Hatalı ameliyat ya da yanlış uzvun alınması
- Anestezi hataları
- Doğum sırasında ihmal sonucu anne veya bebekte kalıcı hasar
- Gereksiz cerrahi müdahale yapılması
- Steril koşulların sağlanmaması nedeniyle enfeksiyon gelişmesi
- İlaç hataları (yanlış ilaç, doz veya etkileşim nedeniyle zarar oluşması)
- Hastanın yeterince bilgilendirilmeden riskli işleme tabi tutulması
Her hatalı sonuç malpraktis sayılmaz. Hekimin mesleğini, mevcut tıp standartlarına uygun biçimde icra ettiğini kanıtlaması halinde kusurdan söz edilemez. Bu nedenle, avukatın görevi yalnızca hata iddiasını değil, kusur, zarar ve nedensellik bağını hukuken ortaya koymaktır.
Malpraktis Davalarında Hukuki Süreç
Tıbbi malpraktis davaları, genellikle tazminat davası ve ceza davası olmak üzere iki farklı biçimde yürütülür.
- Tazminat Davası
- Bu dava, hatalı tıbbi müdahale nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi amacıyla açılır.
- Dava, kamu hastanesine karşı açılıyorsa idari yargıda (tam yargı davası), özel hastane veya özel hekim söz konusuysa adli yargıda görülür.
- Ceza Davası
- Eğer ihmal sonucu ölüm veya kalıcı sakatlık meydana gelmişse, savcılık resen soruşturma başlatabilir.
- Hekim veya sağlık çalışanı, Türk Ceza Kanunu’nun 85 ve 89. maddeleri kapsamında “taksirle yaralama” veya “taksirle ölüme sebebiyet verme” suçlarından yargılanabilir.
Her iki dava türünde de süreç teknik ve uzun solukludur. Delillerin toplanması, bilirkişi raporları, adli tıp incelemeleri ve yazışmalar, davanın seyrini doğrudan etkiler.
Malpraktis Avukatı Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?
Malpraktis davaları, uzmanlık gerektirdiği için her avukat tarafından etkin biçimde yürütülemez. Bu nedenle, süreci yönetecek avukatı seçerken bazı noktalara dikkat edilmelidir:
- Sağlık hukuku alanında tecrübeli olması: Hastane, doktor ve sigorta davalarında deneyimi bulunmalı
- Tıbbi terminolojiye hâkim olması: Raporları, epikrizleri ve adli tıp değerlendirmelerini anlayabilmeli
- Bilirkişi ve sağlık kurumu ilişkilerinde etkin olması: Adli Tıp Kurumu, uzman hekim veya sağlık kurulu görüşlerini doğru yönetebilmeli
- Hukuki süreçleri açıkça paylaşması: Müvekkiline sürecin uzunluğu, maliyeti ve riskleri hakkında şeffaf bilgi vermeli
Deneyimli bir malpraktis avukatı, davanın teknik yönlerini titizlikle inceleyerek hem hasta hem hekim tarafının adil biçimde temsil edilmesini sağlar.
Türkiye’de Malpraktis Hukuku
Türkiye’de malpraktis davalarının yasal dayanağı Türk Borçlar Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve Hasta Hakları Yönetmeliği gibi mevzuatlarda yer alır.
Son yıllarda sağlık hizmetlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte malpraktis şikâyetlerinde de artış gözlenmektedir.
Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen ortak çalışmalar, hem hastaların hem hekimlerin yasal güvenliğini dengelemeyi amaçlar.
2023 yılında yürürlüğe giren yeni düzenlemelerle, hekimlerin kusur tespiti süreçlerinde “Malpraktis Kurulu” oluşturulmuş, dava öncesi değerlendirme mekanizmaları güçlendirilmiştir.
Bu düzenlemeler, davaların daha adil ve hızlı sonuçlanmasını hedefler. Ancak yine de her olay, kendi koşulları içinde değerlendirilir. Bu nedenle, sürecin başından itibaren malpraktis alanında deneyimli bir avukatla çalışmak, hak kayıplarının önüne geçmek açısından büyük önem taşır.
Malpraktis avukatı, yalnızca bir hukuk danışmanı değil, aynı zamanda sağlık hizmeti mağdurlarının adalet arayışında en önemli rehberidir.
Tıbbi hatalar veya ihmaller, çoğu zaman bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Bu durumda hukuki süreci profesyonel şekilde yürütmek, hem maddi hem manevi kayıpların telafisi için kritik bir adımdır.
Malpraktis avukatları, hem hastaların hem de sağlık çalışanlarının haklarını koruyarak adaletin dengeli biçimde sağlanmasına katkıda bulunur.
Doğru belgeler, sağlam deliller ve uzman desteğiyle yürütülen bir süreç, mağduriyetlerin giderilmesini ve sağlık sektöründe güvenin korunmasını sağlar.
Kısacası, malpraktis avukatı, tıp ve hukukun kesiştiği bu hassas alanda adaletin temsilcisidir.

