1. Anasayfa
  2. Medeni Hukuk

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu Nedir?


Toplantı ve gösteri özgürlüğü, demokratik toplumların temel haklarından biridir. Türkiye’de bu hakkın düzenlenmesi, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu çerçevesinde yapılmaktadır. Özellikle, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında belirlenen kurallar, vatandaşların düşüncelerini barışçıl yollarla ifade edebilmeleri için güvence altına alınmıştır.

Ancak, bu hak mutlak bir özgürlük değildir. Kamu düzenini koruma, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması gibi gerekçelerle sınırlamalara tabi tutulabilir. Ayrıca, gösteri yürüyüşlerinin yerini ve zamanını düzenleme yetkisi mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenir. Bu durum, güvenlik kamu düzeni açısından da kritik bir öneme sahiptir.

Bu yazımızda, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun kapsamı, ilgili yönetmelikler ve bu hakkın sınırlandırılmasına ilişkin hükümleri detaylı olarak inceleyeceğiz. Aynı zamanda, bu hakka dair çeşitli hukuki kavramlar ve uygulamalar hakkında da bilgi vereceğiz.

2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, Türkiye’de toplantı ve gösteri özgürlüğünü düzenleyen temel mevzuattır. Bu kanun, vatandaşların kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir ilkesini güvence altına alır. Aynı zamanda, bu hakkın nasıl kullanılacağına dair usul ve esasları da belirler.

Kanuna göre, herkes önceden izin almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Ancak, bu hakkın kullanımının da belirli şartlara uygun olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Özellikle, güvenlik, kamu düzeni ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması gibi gerekçelerle çeşitli sınırlamalar öngörülmüştür.

Bu kanun çerçevesinde, mahallin en büyük mülki amiri gösteri yürüyüşlerinin yerini, zamanını ve güzergâhını belirleyebilir. Aynı zamanda, kamu güvenliğini tehlikeye düşürebilecek durumlarda kolluk kuvvetleri tarafından müdahale edilebilir. Bu tür durumlar, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu uyarınca detaylı şekilde düzenlenmiştir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşlerine ilişkin olarak yapılan düzenlemeler, İçişleri Bakanlığı‘nın gözetiminde uygulanır. Ayrıca, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının da bu hakka sahip olup olmadıkları tartışma konusu olabilmektedir. Ancak, kanun uyarınca bu tür kuruluşlar da belirli durumlarda toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yönetmeliği

toplanti ve gosteri yuruyusleri yonetmeligi

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yönetmeliği, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin ayrıntıları düzenleyen bir mevzuattır. Yönetmelik, kanun toplantı ve gösteri hakkının kullanımını daha açık ve uygulanabilir hale getirmek amacıyla hazırlanmıştır.

Bu yönetmelik, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yerini, zamanını ve düzenlenme şartlarını detaylandırarak belirler. Gösteri yürüyüşlerinin yerini tespit etme yetkisi, mahallin en büyük mülki amiri tarafından kullanılır. Özellikle, güvenlik kamu düzeni ve kamu düzenini koruma amacıyla yapılan düzenlemeler, yönetmelikte açıkça ifade edilmiştir.

Yönetmelikte yer alan en önemli hususlardan biri de kolluk kuvvetlerinin görev ve yetkileridir. İçişleri Bakanlığı’nın talimatları doğrultusunda hareket eden kolluk kuvvetleri, düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde güvenliği sağlamakla yükümlüdür. Bu durum, halkın güvenliğini tehlikeye atabilecek durumların önlenmesi için önem arz eder.

Ayrıca, yönetmelik kapsamında, gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının hangi hallerde sınırlandırılabileceği de belirlenmiştir. Özellikle, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli kısıtlamalar uygulanabilmektedir. Bunun yanı sıra, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı da yönetmelik çerçevesinde değerlendirilir.

Sonuç olarak, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yönetmeliği, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na uygun olarak, bu hakkın kullanımına ilişkin detaylı düzenlemeler içermektedir.

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı Nedir?

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, bireylerin düşüncelerini barışçıl yollarla ifade edebilme, toplumsal olaylara veya kamu politikalarına tepki gösterebilme amacıyla bir araya gelme özgürlüğüdür. Bu hak, demokratik toplumlarda ifade özgürlüğünün en önemli unsurlarından biridir. Türkiye’de bu hak, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile güvence altına alınmıştır.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, yalnızca bireyler için değil, aynı zamanda kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının da belirli şartlar altında kullanabileceği bir haktır. Anayasa’nın ilgili maddeleri ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu uyarınca, kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir ifadesiyle bu hak korunmaktadır.

Bu hakkın kullanımında, herkes önceden izin almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Ancak, kolluk kuvvetleri tarafından güvenlik kamu düzeni ve kamu düzenini sağlamak amacıyla belirli düzenlemeler yapılabilir. Özellikle, mahallin en büyük mülki amiri tarafından gösteri yürüyüşlerinin yeri ve zamanı belirlenebilir.

Gösteri yürüyüşü hakkı, sadece bireylerin değil, toplulukların da barışçıl yollarla seslerini duyurabilmelerine olanak tanır. Ancak, bu hak başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla da sınırlanabilir. Özellikle kamu güvenliği veya kamu sağlığı gibi durumlarda bu hakka kısıtlama getirilebilmektedir.

Sonuç olarak, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının demokratik toplumlarda vazgeçilmez bir hak olduğu kabul edilmekle birlikte, bu hakkın kullanımının kanunu uyarınca belirli kurallara uygun olarak yapılması gerekmektedir.

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı Hangi Haklardandır?

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, temel insan hakları arasında yer alan bir ifade özgürlüğü türüdür. Aynı zamanda, toplantı ve gösteri özgürlüğü, demokratik toplumların vazgeçilmez unsurlarından biridir. Bu hak, Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınmış olup, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu tarafından ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Bu hak, sosyal ve siyasal haklar kategorisinde değerlendirilir. Vatandaşların, kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olmaları, demokratik katılımın ve toplumsal taleplerin ifade edilebilmesinin de bir göstergesidir.

Ancak, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının sınırsız olmadığı da unutulmamalıdır. Başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması, güvenlik, kamu düzeni ve kamu düzenini sağlama amacıyla bu hak belirli durumlarda kısıtlanabilir. Örneğin, mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenen yer ve zaman kurallarına uygun olarak gerçekleştirilmeyen toplantı ve gösteri yürüyüşleri, kolluk kuvvetleri tarafından engellenebilir.

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşlerine Kimler Katılamaz?

Gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının herkes tarafından kullanılması esas olmakla birlikte, bazı durumlarda bu hakka kısıtlama getirilebilir. Özellikle:

  • Kolluk kuvvetleri, görevleri sırasında bu hak kapsamında yer alan etkinliklere katılamaz.
  • Silahlı kuvvetler mensupları, görevlerini etkileyebilecek veya disiplin düzenine zarar verebilecek toplantı ve gösterilere katılamazlar.
  • Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar, görev saatleri içinde bu tür etkinliklere katılamazlar.

Bu sınırlamalar, gösteri yürüyüşleri kanunu ve ilgili yönetmelikler uyarınca düzenlenmiştir. Ancak, her bireyin düşüncelerini barışçıl yollarla ifade etme hakkının korunması, demokratik hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir.

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı Hangi Halde Sınırlandırılabilir?

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, demokratik bir toplumda temel bir hak olmakla birlikte, mutlak bir hak değildir. Belirli durumlarda bu hak, kamu yararını ve güvenliğini korumak amacıyla sınırlandırılabilir. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, bu sınırlandırmaların hangi hallerde uygulanabileceğini açıkça düzenlemektedir.

Bu hak, özellikle aşağıdaki durumlarda sınırlandırılabilir:

  • Kamu Düzeni ve Güvenliği: Güvenlik kamu düzeni açısından tehlike oluşturabilecek toplantı ve gösteriler, mahallin en büyük mülki amiri tarafından yasaklanabilir veya ertelenebilir. Kolluk kuvvetleri, gerekli durumlarda müdahale etme yetkisine sahiptir.
  • Başkalarının Hak ve Özgürlüklerinin Korunması: Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, diğer bireylerin haklarına zarar vermemelidir. Bu nedenle, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla kısıtlamalar getirilebilir.
  • Milli Güvenlik: Devletin güvenliğini tehdit eden durumlarda, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının sınırlandırılması mümkündür.
  • Kamu Sağlığı: Özellikle salgın hastalıklar gibi durumlarda, halk sağlığını korumak amacıyla bu hak sınırlandırılabilir.
  • Suç İşlenmesini Önleme: Kanunlara aykırı bir şekilde gerçekleştirilecek olan toplantı veya gösteri yürüyüşleri, kamu düzenini bozabileceği gerekçesiyle yasaklanabilir.

Sınırlandırmaların temel amacı, kamu düzenini ve güvenliğini sağlamak, aynı zamanda bireylerin haklarını korumaktır. Bu bağlamda, İçişleri Bakanlığı’nın talimatları doğrultusunda kolluk kuvvetleri gerekli önlemleri alabilir.

Ayrıca, kanun uyarınca yapılan düzenlemelerin uygun olarak yerine getirilmesi de önemlidir. Gösteri yürüyüşleri kanunu, sınırlandırmaların nasıl uygulanacağına dair ayrıntılı hükümler içermektedir.

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü İzin Gerektirir mi?

Türkiye’de toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu çerçevesinde güvence altına alınmıştır. Bu hak, Anayasa’nın 34. maddesi gereğince herkes önceden izin almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir ifadesiyle korunmaktadır.

Ancak, bu durumun bazı istisnaları bulunmaktadır. Özellikle, gösteri yürüyüşleri kanunu çerçevesinde düzenlenen toplu etkinlikler belirli prosedürlere tabi olabilir. Örneğin:

  • Açık alanlarda yapılacak gösteri yürüyüşleri, genellikle önceden bildirim yapılmasını gerektirir. Bu bildirim, mahallin en büyük mülki amiri olan vali veya kaymakama yapılır.
  • Kapalı alanlarda düzenlenen toplantılar, bildirim şartına bağlı olmaksızın gerçekleştirilebilir. Ancak, bu tür etkinliklerde de kamu güvenliğini tehdit edecek durumların ortaya çıkmaması esastır.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanımı sırasında, yetkili mercilere yapılacak bildirimler, genellikle etkinlikten en az 48 saat önce gerçekleştirilmelidir. Bildirimde, toplantının amacı, yeri, zamanı ve düzenleyici kişilerin kimlik bilgileri belirtilmelidir.

Bu bildirimin amacı, kolluk kuvvetlerinin gerekli güvenlik tedbirlerini alabilmesini sağlamak ve güvenlik kamu düzeni açısından gerekli önlemleri almaktır. Ancak, bu bildirim prosedürü, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasını tamamen engellemek amacıyla değil, yalnızca güvenliği sağlamak için yapılır.

Bazı durumlarda, kamu düzenini veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunmasını tehdit edebilecek etkinlikler, mahallin en büyük mülki amiri tarafından ertelenebilir veya yasaklanabilir. Bu durumlarda, İçişleri Bakanlığı’nın talimatları doğrultusunda hareket edilir.

Anayasa Toplantı ve Gösteri Hakkı

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına özel bir önem vermekte ve bu hakkı temel hak ve özgürlükler kapsamında güvence altına almaktadır. Anayasa’nın 34. maddesi, bu hakkı açıkça düzenler ve vatandaşların kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir olduğunu belirtir.

Anayasa’nın 34. Maddesi Şöyle Düzenlenmiştir:

  • Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız olarak toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
  • Bu hak, ancak millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması, kamu sağlığı ve genel ahlâk sebepleriyle kanunla sınırlanabilir.

Bu maddeden anlaşılacağı üzere, toplantı ve gösteri özgürlüğü yalnızca bireylerin değil, aynı zamanda toplulukların da bir araya gelerek düşüncelerini ifade edebilme hakkını kapsar. Anayasal koruma altında olan bu hak, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile daha ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.

Anayasal Hakkın Sınırlandırılması

Anayasa, her ne kadar bu hakkı koruma altına alsa da, bazı durumlarda gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının sınırlandırılmasına da olanak tanır. Özellikle:

  • Milli Güvenlik: Devletin güvenliğini tehdit eden durumlarda bu hak sınırlandırılabilir.
  • Kamu Düzeni: Güvenlik kamu düzeni açısından tehlike arz eden toplantı ve gösteri yürüyüşleri, mahallin en büyük mülki amiri tarafından yasaklanabilir veya ertelenebilir.
  • Suç İşlenmesini Önleme: Kanunsuz etkinliklerin gerçekleştirilmesini engellemek amacıyla bu hak sınırlandırılabilir.
  • Başkalarının Hak ve Özgürlüklerinin Korunması: Özellikle üçüncü kişilerin haklarının ihlal edilmesi durumunda bu hak sınırlandırılabilir.
  • Kamu Sağlığı ve Genel Ahlâk: Toplum sağlığını tehlikeye sokan veya ahlaka aykırı nitelikte olan toplantılar yasaklanabilir.

Anayasa, bu hakka yönelik sınırlandırmaların kanun uyarınca yapılmasını şart koşar. Ayrıca, bu tür sınırlandırmaların demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak gerçekleştirilmesi zorunludur.

Sonuç olarak, Anayasa toplantı ve gösteri hakkını temel bir hak olarak kabul etmekte ve yalnızca zorunlu hallerde sınırlandırılmasına izin vermektedir.

Sonuç

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, Anayasa tarafından korunan temel bir hak olup, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile güvence altına alınmıştır. Bu hak, demokratik toplumlarda ifade özgürlüğünün en önemli unsurlarından biri olarak kabul edilir. Anayasa’nın 34. maddesi, bu hakkın herkesin önceden izin almadan silahsız ve saldırısız olarak kullanabileceğini açıkça belirtmektedir.

Anayasal koruma altındaki bu hakkın milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması, kamu sağlığı ve genel ahlak sebepleriyle sınırlandırılabileceği kabul edilse de, bu sınırlandırmaların kanun uyarınca ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun şekilde yapılması zorunludur.

Barışçıl yollarla gerçekleştirilen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin keyfi biçimde engellenmesi, anayasal bir hakkın ihlali anlamına gelir. Özellikle, toplantı ve gösteri özgürlüğünün meşru bir gerekçe olmaksızın kısıtlanması, yalnızca bu hakkı kullanan bireyleri değil, aynı zamanda hukuk devleti ilkesini de doğrudan ihlal eder.

Bu bağlamda, barışçıl gösterilerin engellenmesi kanunen suç teşkil eder ve bu yönde karar alan yöneticilerin de anayasal yükümlülüklerini ihlal etmiş sayılacağı kabul edilmektedir. Anayasaya aykırı olarak alınan bu tür kararlar, hukuka aykırı olup, yargı denetimine de tabidir.

Sonuç olarak, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının korunması ve bu hakkın demokratik çerçevede kullanılabilmesi, hukuk devleti ilkesinin gereğidir. Anayasal bir hakkın ihlal edilmesi durumunda, bu hakka yönelik müdahaleler yargı önünde her zaman tartışmaya açık olacaktır.

Bu içeriğimizi oylayın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir